Akılsız Başın Yazısı
“Allah’ın dâveti karşısındaki tavırları itibariyle kâfirlerin hâli, tıpkı çobanın çağrısını duyduğu halde, bu sözleri mânasız bir ses ve gürültü olarak algılayan sürünün durumuna benzer. Onlar sağır, dilsiz ve kördürler. Çünkü akıllarını kullanmazlar.” (Bakara Suresi / 171) Düşünmek gerçekten çok büyük bir nimet. Düşünmemek de bir o kadar büyük bir ceza aslında. Peki ya “düşünememek” bunun neresinde? Ceza mı acaba desen değil gibi, nimet desen hiç değil. Öyle ki; düşünmenin gerekliliğinin farkında olmasına rağmen, bu farkındalığı eyleme dökememek ve dahi bunun da farkında olmak cezadan çok bela gibi duruyor. Belki de “neyi düşünmeli acaba?” sorusuyla vaktini ve zaten kendisini hep yarı yolda bırakan beynini meşgul etmenin bir sonucudur. Bilemiyorum. Ama düşünmek lazım. Mesela ekonomiyi düşünelim diyeceğim ama olmaz, moralimizi bozmayalım. Okuldan yada derslerden hiç bahsetmiyorum. Aşk? Bu olabilir ama o zaman da başka bir şey düşünmeye vakit kalmaz. Ben birkaç gündür b...