Kayıtlar

Mayıs, 2022 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Kim Olduğunu Söyleme Hakkı

Resim
Ne zaman bana kim olduğunu bilmediğini söylesen dilimin ucuna bir dünya cümle gelir ama ben susarım. Susarım çünkü kimseye kim olduğunu söyleme hakkım olmadığını düşünürüm. Çünkü ben insanların başkaları hakkında söz söyleme tasarrufu olmadığını bilirim. Ne zaman kim olduğuna dair bir fikrin olmadığını görsem aslında bir fikrin olduğuna dair ikna olurum. İnsan, denize çıkan yollar değildir. İnsan, deniz de değildir. İnsan oradan oraya yuvarlanan bir rüzgârdır, havadır. Toprak gibi şekilden şekle bürünebilir. Su gibi akar, bazen durulur bazense coşar gürül gürül akmak ister. İnsan ateş gibidir, yakmak ister herkesi ama aynı zamanda cama şekil verir, değiştirir çevresini. Sen benim güreşmekten usanmadığım çocuksun. İçindeki heyecanı hiç sönmeyen.    

Bir Yıldız

Resim
  Geceye bırakıyorum kendimi hangi yıldız kapacak beni hadi bekliyorum. Şimdi bir yıldız göz kırptı boş hayallere kapıldım, uçakmış bu. Yirmi beş yaşına geldim hala uçağı yıldız sanıyorum. Söylesenize niye büyüyoruz yirmi beşinde çocuk kalmak istiyorum. Söyleyin yetişkinlere yıldızları bulsunlar. Boşa kürek çekmek istemiyorum hayallerime kavuşmak istiyorum. Bir sürü yıldız varken bir yıldızı seçiyorum hayallerim gibi. Çocuk kalıyorum ve bütün hayaller benim oluyor. Yetişkin olmaktan korkuyorum çünkü yıldızı uçak sanıyorum.   Söyler misin doktor? Umut hapların var mı ellerinde? Gözlerin ve sözlerinde olurdu haplar yerine aç mı tok mu sen karar ver doktor. Sarı saçlı mavi gözlü doktor lütfen beni evime yolla.  Gözlerim kapalı gökyüzüne baka baka yürüyorum bir iki adımda sendeliyorum. Hangi kuşun sesini seçmem gerekiyor. Kargalar endişelendiriyor beni. Diğer kuşun adını bilmiyorum. Diğeri genç bir kızın sesi güzel mi bilmiyorum gözlerim kapalı.  Kamburumu içeriye s...

Gürle Genç Dostum Gürle

Resim
  Gürle genç dostum gürle. Kaleminle gürle sesinle gürleyemiyorsan. Bir bakışla gürle. Yorgunluktan bir yerin sancıdıysa eğer oraya gürle. Gürle genç dostum gürle. Yapmak isteyip de yapamadığın ya da yapmadığın şeylere gürle. Gökyüzünde martılara, kuşlara, balkonlardan kırmızı renkte güllere gürle. İçinde susturamadığın uyuşukluğa gürle. Ayakların nasırlı olsada diz kapakların daha parçalanmadıysa daha da gürle genç dostum daha da gürle. Sevip de söyleyemediğin kızlara gürle. Uyuz olduğun yumruk atmak istediğin delikanlılara gürle. Haydi genç dostum bir daha gürle. Kulağımdaki vesveseler genç dostlarım, kulağımdaki vesveseler, gürleyin onlara  

Şef

Resim
 Gitmem gerek bu şehirden şef. Herkes bu şehrin bir yerlerinden tutmuş da ben tutamamışım, ama öyle değil mi şef? Hiç bana öyle bakma gözlerinden belli oluyor. Bak sana bir şey demek istiyorum şef, sen sadece dinlesen beni hiç konuşmasan gözlerinle bile belli etmesen sadece dinlesen senden bunu istiyorum şef. Sevdiğim kitaplarda ki karakterleri de alayım gideyim diyorum, tabii şiirler de aklımda olacak ağır ağır çıkacağız bu şehirden aceleye mahal yok şef aceleye mahal yok. Bilmiyorum şef kalabalıktaki yalnızı oynamak istemiyorum, doğada kuşların bile özgürce uçabildiği yerleri görmeyi yaşamayı istiyorum haksız mıyım ama şef. Kuşlar şehirde rahat uçamıyo öyle değil mi ama. Aman şef sana da iyi ki bir şey belli etme dedik. Yazım kurallarına da uyuz oluyorum şef bunu da araya sıkıştırayım hazır sende bir şey söylemiyorken. Bavuluma bir kaç giysi, retro radyom, kitap ve defter sonrası şehirden ağır ağır çıkışta şef düşünebiliyor musun? Sakin yere gidiyorsun, temiz hava, doğa, kuşlar, ...

Kafamın İçinde Bir Senaryo Dönüp Duruyor

       Birkaç replik var aklımda. Bir adam var repliklerimi çalıyor. Neyse diyorum çok kuytu köşedeydi bu replik. Hem ben unutmuşum lafa girmeyi. Kafamda bir şarkı tutturmuşum gidiyorum. Beni köyümün yağmurlarında yıkasınlar. Bunu vasiyetime yazmak istiyorum. Beni götürün toprağıma demek istiyorum. Hayır bu benim mizansenim değil. Benim doğduğum yerde toprak yok. İstanbul'da betondan çok ne var? Toprak olan yerde doğanların sözü bunlar. Tunç olur kırmızı bir şeyler olur. Coğrafya dersim pek iyi değildi hâlâ bilmem toprak alüvyon mu oluyor yoksa toprağın taşınması mı alüvyon oluyor. Betona doğmuşum. Ne suçum var benim. Biriniz de çıkıp al kardeşim bak bu topraktır. Bak bu toprak bereketlidir. Bu toprağın özelliği şudur dokusu böyledir bak dokun demedi. Tekrar ediyorum bakınız elim ilk beton tutmuş. Anladık beton da beton demeyin sakın ama şunu diyin bir bitmedi betonarme karkas yapı malzemeleri işleri başkanlığı. Onlara bunu demekten çekinmeyin.      ...

Ben Kim Olduğumu Biliyor Muyum? 2

Resim
  Arkadaşlarımı, kardeşim dediklerimi güldürmeye çalışanım. Matematik sınavlarına çalışmayanım. Sevmediğim sınavlara sadece adını yazanım. Lisedeki güzel kızın hırkasını alan ürkek çocuğum. Evde hırkayı koklayan çekingen delikanlıyım. Hırkayı sırasına bırakan kalbi buruk çocuğum. Sınıfta kalma korkusuyla okulun köşelerinde ağlayanım. Kavgada orta sırada sıramı bekleyenim. Kavga çıkmadı kimse zarar görmedi diye sevinenim. Ben kim olduğumu biliyor muyum?   Romantik filmlerde hayallere dalanım. Önemli filmlerin baş kahramanıyım. Sevdiğim müzik gruplarının vokalistiyim. Motosikletle Dünyayı gezenim. Bazen dünyanın önde gelen fotoğrafçısıyım. Yazım kurallarına uyamayanım. Saklambaç oynarken kaleden ayrılmayıp gözü yorulanım. Ben kim olduğumu biliyor muyum? Yağan yağmurda yağmur damlasıyım. Çocukların yanağındaki gamzeyim. Parçalı bulutum, odalara süzülen güneş ışığıyım. Ben kim olduğumu biliyor muyum?

Ekmek Su ve Dua

  Dualarla sarıyorum etrafımı sevdiklerimde içinde, duvarla örülü ve güvenilir. Herkese yetecek ekmek ve su, dua ile. Hep beraber batırıyoruz ekmeğimizi suya dualarla yiyoruz. Sözlere başlamadan önce besmele çekiyoruz. Muhabbetimiz daha da güzelleşiyor.   Çiçekler yetiştiriyoruz mesela. Dualarla büyütüyoruz, su ile. Kelimelerle dua, çiçeğe su, insana ekmek, güvenilir duvarlar. Ekmek, su ve dua. Elhamdülillah.

Gözyaşı

Resim
  Gözyaşlarım Biga'nın kaldırımlarına değdi. Ayaklarım Düzce'de Zonguldak'ta gezdi. Hayallerim Dünya'yı kaç kez turladı sayamadım. Büyük laflar konuştum. Küçük lokmalar yedim. Halbuki küçük lokma yemem öğretilmemişti. Tecrübe ederek öğrendim. Motosiklete hayrandım, sesine, gürleyişine, haykırışına, isyanına, aralardan sıyrılışına, ürkektim aslında. Birini üzülürken görsem bende üzülürdüm. Bir çocuğun canı yansa kainatı yakasım gelir. Nedendir bilmem çocuklar neden ağlar. Ben neden bu fonda bu kadar kötü olurum nedendir bilmem.

Ben Kim Olduğumu Biliyor Muyum?

Resim
  Ben matematikten korkan adamım. İşlemler midemi bulandırır. Oysa hesap makinesi bana yeterdi. Parmaklarımla toplama çıkarma yaparım. 5 cebimde olurdu, diğer 5 aklımda. Çarpım tablosu bilmem ben. Sayıları çarpmam ben. Sevdiğim insanlarla buluşmaya hazırlandığımda gün saat sayarım, parmaklarımla. Kuşlara hayrandım. Cemal Süreya demişti, Oysa Allah bilir bugün iyi uyanmıştık. Seninle o uyandığımız güne hayrandım. Ben kim olduğumu biliyor muyum? Satış Danışmanı olan kıza da hayrandım kitapta severdi daha da hayrandım. Yazı bile yazdım hediye ettim ama o bana hayran değildi. Ama ben anımıza hayranım. Hayran olduklarım mücevher takmamıştı, hepsinin gözleri vardı. Yine de hayrandım ben. Kimisinin boyu uzundu kimisi ufacıktı. Ama ben hayrandım. Ben kim olduğumu biliyor muyum? Arka sırada altına işeyenim matematikten korktuğum için. Cumaya gittiğim için tokat yiyenim. Tokatlı olduğum için olabilir. Parmaklarım tütünden sararan adamım. Ara Gülerin dediği gibi, geceleri sokakta ıslık çalara...

Yazılarımın İç Karartıcı Oluşuna Sitem Eden Anneme Sitemim

  Hiç adetin olmadığı halde dergi alıp okuyorsun artık anne. Bu benim için çok kıymetli. Burada sana dediklerimi hiçbir zaman bilmeyeceksin belki ama yazarak da olsa kendimi sana anlatmak istiyorum. Hani evde sen yokken yaramazlık yapardım da direkt arardın beni "iyi misin?", diye. Nerden anladın, diye sorduğumda da, anneyim ben hissederim, derdin. Belki bu yazdıklarımı da hissedersin. Benim de adetim değildir dergi okumak. Editör olmasam belki bu dergiyi de okumam. Bu bir itiraf işte. Sakın itirafım kimseyi kırmasın. Bazı garipliklerim olduğunu inkar etmiyorum. “Dergi sevmezken neden bir dergi çıkarma peşindesin?” diye soranlara verebilecek hiçbir cevabım yok. Üstelik hayatım boyunca beni en çok yıpratan da bu dergiyken. Yine de garip bir duygu besliyorum. Absürt bir şekilde tarif edebilirim belki bu durumu sizlere. Kocasından dayak yiyen bir kadının “kocamdır döver de, sever de.” ilişkisi hakim dergiyle benim aramda. Dergimizdir yorar da, yıpratır da ama belki bir gün mutlu...

Gönül Gurbet Ele Çıkma

Resim
 

Bayram

Resim
  Bugün Bayram Allah'ın izniyle bir bayrama daha uyandım. İçimde kelebekler, kuşlar uçtu, çiçekler açtı. Bayram ziyaretine gittim. Tanıyıp tanımadıklarımla bayramlaştım. Gülüşmelere kah katıldım, kah kendi düşüme daldım, baklavanın çatalın yassı yanıyla kesilmesine şahit oldum, bense ilk çıtır tarafını çatalladım, cevizli tarafını sona bıraktım. Yaprak sarmasını ikişer, üçer götürdüm, üstüne çayımdan aldım. Çocukla çocuk oldum, elma çiçeğinin koparılmasına üzüldü, üzüldüm. Uzun lafın kısası, Bayramınız Mübarek Olsun.

Ramazan Günlükleri 30: Güle Güle 2022, Geliyoruz 2023 Ramazan’ı

Bu günlüklere başlarken her gün yazı yazmak gibi bir meydan okumaya girişmiştim. Bazı günler Ramazan telaşından dolayı yazı yazamadım. Ama hedefime birkaç günlük aksama dışında ulaştım. Hedefim bir şeyler üretmek istediğimde bunu yapabildiğimi görmek ve gösterebilmekti. Ramazan öyle bereketli bir ay ki bu amacım için bana yardımcı oldu. O motivasyonu Ramazan’da ve oruçta buldum. Otuz günde tam yirmi dört yazı yazmışım. Tam yirmi dört.  Her gelişinde Ramazan’ı insan nasıl yapacağını düşünüyor. Ama vakit geçtikçe hem alışıyor hem de Ramazan’ın tadına varıyor. Keşke bu halimiz Ramazan olmadan da böyle devam etse. Ama işte insanın bu yoğunluğu kaldırabilecek sadece otuz günlük bir sınırı var. Herkes aynı değil tabii. Ama İslâm genele hitap eden bir din olduğundan dolayı otuz günlük yoğunluk yeterli. Fakat tabii önemli olan bundan sonrası. Geri kalan on bir aylık süreçte insanın kendisini bırakmadan devam etmesi gerekiyor. Ama ne kadar bırakmak istemesek de on bir ay da insanın bu kon...