Kayıtlar

Ağustos, 2025 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

duru

Resim
  sokağın köşesinde, kapının önünde tek bir terlik kalmış. çocuk boyunda, pembe. bir ayağın yarıda kalmış adımı, sokağa çizilmiş ve sessizliğe bırakılmış oyunun sesi gibi. geçerken gördüm. kimse kaldırmamış. belki kaldırmaya elleri varmamış. bazen bütün bir hayat, kaldırılmayan bir eşya kadar sessizdir. ve biz yanından geçip gideriz. biraz utanarak, biraz susarak. terlik hâlâ orada. ama o yok. ve bu kadar basit işte: bazen en küçük şey, en büyük kaybın anıtıdır.

DÜMDÜZ

Resim
  "Yürü, dümdüz yürü. Hayaller, hedefler, varabildiğin yerler, dert ettiklerin…" Büyüdüm galiba, istemeden de olsa büyüdüm. Sebepsiz büyüdüm. Bir gün büyüyeceğimi bana hiç kimse söylememişti. Bir çevrenin içerisine doğdum; her çevre gibi bu çevrenin de empozeleri vardı. Yaşadıkça fark ediyorsun bu empozenin de içinin boş olduğunu; sanki biri gelmiş, bu çevreye bu bilgileri atmış da kaçmış: “Bak, bu bizim ideolojimiz. Bunlar bizim savunduğumuz fikirler, bunlar sloganlarımız, bunlar da karşı fikir, görüş ve sloganlar. Birkaç tane önemli olduğu söylenen adam ve kadın var, bu kadar. Bu kadar oğlum, aklında tutamayacağın bir şey değil,” demiş gibi. Bu çevrelerin kaçırdığı en temel şey, büyüme kavramı. Biz büyüyormuşuz. Benim içine doğduğum çevre, insanların birbirini geliştirebileceği bir alan değildi. Belki tek tük kendini geliştiren görürsün; o da tam olarak bu çevreye ait değildir. Gözlerimle gördüm, kendi çevresinden bir kuş misali ayrılıp uzaklarda değişen, gelişen bir insanı...