duru
sokağın köşesinde, kapının önünde tek bir terlik kalmış. çocuk boyunda, pembe. bir ayağın yarıda kalmış adımı, sokağa çizilmiş ve sessizliğe bırakılmış oyunun sesi gibi. geçerken gördüm. kimse kaldırmamış. belki kaldırmaya elleri varmamış. bazen bütün bir hayat, kaldırılmayan bir eşya kadar sessizdir. ve biz yanından geçip gideriz. biraz utanarak, biraz susarak. terlik hâlâ orada. ama o yok. ve bu kadar basit işte: bazen en küçük şey, en büyük kaybın anıtıdır.

Yorumlar
Yorum Gönder