Kayıtlar

Eylül, 2022 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

İş Çıkışı

Resim
   İşten çıktığımda eve dönüş yolu her zaman zevklidir. Benim için öyledir yani. Çalıştığım yerin konumu olabilir. Çünkü ara ara özellikle iş sırasında kafama dank ederdi. Sultanahmet'te çalışıyorum lan derdim işi bile daha katlanır hale getiriyordu. Hele bir manzarası vardı o manzaraya bir baktım mı bütün yorgunluğum giderdi. Hatta odalar boşsa odalarda yatmamıza izin verilirdi. Şansıma suit oda boşdu. Tabii yatakta yatmazdım çarşaflar bozulurdu, çek yatta yatardım. Tam yatıcam ulan dur be şu İstanbulu yatmadan izleyeyim derdim. Tekrar yatardım hop bir daha kalkıp solumdaki pencereye bakardım vay be yatmadan Ayasofya'ya bakıyorum derdim. İş yorgunluğunu unutup uykuya dalardım.   Akşam çıkışı olduğunda Veznecilere kadar sallana sallana yürürdüm. Tarif edilmez bir tat bırakırdı ayaklarımda. Beyazıt meydanına girerken sol tarafta ağaçların altında hacı amca olurdu, koku satardı bu hacı amca. Önceki zamanlarda geçtiğimde şöyle bakar hayırlı işler der öyle geçer giderdim...

Ceket Giymenin Hükmü

Resim
Bugün hangi bir hocaefendiye sevgili hocam ceket giymenin hükmü nedir diye sorsam acaba bana ne tür bir cevap verir. Verdiği cevap beni bizi bici ne kadar tatmin eder. Yahut bu ne saçma sapan soru kardeşim bu konuda ayet hadis icma kıyas yok ben bu soruya nasıl cevap vereyim şimdi der mi. Ceket giymenin bir zamanlar çok önemli bir şey olduğunu düşünürdüm. Müslümanlığın sembolü gibi. Çocukken babamı ceketsiz gördüğümü hatırlamıyorum. Ceket demek baba demekti benim için. Ceket giymek büyümek demekti. Babam camiye giderken ceketini giyerdi. Ceket, cami giysisiydi. Kimse bilmez, babamın asıl adı Ahmet Bey’di. Ahmet Bey’in ceketi vardı. Erken yatar, erken kalkardı.   Ben de liseye başladığımda okulun saçma sapan bir üniformasını giymek zorunda kalmıştım başlarda. Liseye gitmeyi en çok da bunun için istiyordum. Ceket giyeceğimi sanıyordum. Saçma sapan bir hırka verdiler. Ama ben ceket giydim. Hatta öyle giydim ki hiç çıkarmadım. Beden eğitimi dersinde maç yaparken bile üstümde ceket ...

Neden Güreşmiyoruz?

Resim
10-11 yaşlarında falandım. Beden eğitimi öğretmenimiz bazılarımızı seçip bizi güreştirmek için bir turnuvaya götüreceğini söyledi. Fakat öncesinde lisans çıkartılması gerekiyormuş. Gereken işlemler yapıldıktan sonra turnuva için yirmi kadar öğrenci bir servise doluştuk. Güreşeceğimiz spor salonuna geldik. Burada öncelikle tartılmamız gerekiyordu. Hepimizi teker teker tartmaya başladılar. Ben de tartıldım tabii ki. Tam hatırlayamıyorum şimdi. Ama iki sikletin arası bir kiloda çıkmıştım. 40’lar ayrı 45’ler ayrı ise ben 43 kilo falan çıkmıştım. Tamam dediler sen 45’lerle güreşeceksin. Yirmi kadar öğrenci içinden teker teker mindere çağrılıyoruz. Herkes çıkıyor. 35’ler, 40’lar, 45’ler derken benim sikletim de geçti. Ama ben çağrılmadım. Geri kalan bütün arkadaşlar çağrıldı. Ama ben çağrılmadım. O gün çok ezildiğimi hissetmiştim. O kadar istemiştim ki güreşmeyi. Kendimi göstermek için bir fırsattı. Ama o fırsatı daha bulamadan kaybetmiştim. Kolay bir vazgeçiş yöntemi belki, biliyorum. Küsmü...

Bi’ Şey Olmaya Çalışmak

Resim
Kişisel gelişim cümlelerinden biri vardır ya hani. Yapmak istediğin şeyin peşinden git gibi bir şey. Doktor mu olmak istiyorsun? Git çalış ve ol. Yazılımcı mı olmak istedin? Hemen bir yazılım kursuna yazıl ve peşini bırakma falan. Esasında özünde doğrudur. İnsan bi’ şey olmaya çalışır, çalışmalıdır. Geçenlerde Twitter’da bazı insanların çocuk yaşlardan itibaren ne olmak isteyip de en sonunda ne olduklarına dair bir şeyler okudum. Neredeyse tamamı olmak isteyip de olamamış sanki. Her şey yarım kalmış. Ne kadar mutlu oldum. Hepimizin aynı olduğuna. Bi’ şey olmaya çalışmanın saçma olduğunu düşündüm hep. Gösterilen çabanın altında beni eviren kıvıran büken kıran şeyleri gördükçe üzüldüm. Ben dünyayı sizin istediğiniz kadar istemiyorum ki. Ama gel gör ki bu dünyada yaşamak çaba gerektiriyor. Yeterince çaba. Elimden gelen budur.    

Top Sana Gelmiyorsa Sen Topa Git

Resim
Küçük yaşlarda ben de her Türk erkeği gibi futbolcu olmayı hayal etmiştim. Futbol oynamak kendimi önemli hissettiriyordu bana. Çok önemli bir iş yapıyor gibi. İnsanlara liderlik etmek, topu yönlendirmek, oyunu verdiğim önemli paslarla değiştirmek filan acayip hoşuma giderdi. Ama yaşıtlarım kadar sert değildim 11-12 yaşlarımdayken. Erkek grubunun içerisinde siz bir yere konumlandığınızda o konumdan çıkıp başka bir kademeye geçmek oldukça zor oluyor. Eğer çalışkan ve efendi çocuksanız yırtıcı baskın çocuk olmak çok zor. Komikseniz mesela ve herkesle dalga geçiyorsanız efendi kademesine geçişiniz hiç kolay olmaz. Ben de çalışkan ve efendi çocuktum. Çalışkan ve efendi çocuklara sınıfın yaramaz serseri çocuğu-çocukları pek bulaşmak istemezler. Çünkü grup için lazım olan akıl çalışkan çocuklarda vardır. Ve serseri çocuk kafası çalışıyorsa çalışkan ve efendi çocuklardan faydalanmasını bilir. Bense her ne kadar yırtıcı olmasam da grubu manipüle edip yönetebileceğimi biliyordum. Ki çoğu zaman ö...

Terki Terk Etmek

Resim
Eskilerin bu konuda önemli bir sözü vardır. Temelde anlatılan mesele şudur ki insan kendisine zarar veren her şeyi terk etmelidir. Günahları terk etmek, yasak olan şeyleri terk etmek vs. Fakat öyle bir noktaya gelmeli ki insan, terk etmenin bile içindeki keyfiliği görüp terk etme fikrinden de vazgeçmelidir. Çünkü evet insan bir karakterdir. Ama insan kendi kafasına göre keyfi davranışları gösteren bir varlık değildir. Öyle ki terk etme hareketinin içinde bile insanın keyfiliğine dair bir tavır olmuş olabilir. Bunu gör ve her şeyi terk ettikten sonra terk etmeyi de terk et. Terk edilecek şeylere örnekler; Herhangi bir şeye duyulan taraftarlık (futbol takımı, siyasi parti gibi), ısrar etmek, her şeye muhalefet olmak, başka insanlardan bir şeyler beklemek, rızık korkusu, gelecek kaygısı gibi.