Kayıtlar

Haziran, 2025 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Yazan Ve Yöneten

Resim
Beni bilen bilir.  Kendimi bildim bileli film izler dururum. Son zamanlarda çok sıkıldım ama duruldum. Niye bıktım diye ne sensör ne ben söyliyim. E madem sordun hadi söyliyim. Millet sanıyor ki sinemayı seven herkes film çekmek için yanıp tutuşuyor. Ben de sikefil diye etiket olmuşum bir kere, kurtuluşum yok. Mütemadiyen yakama yapışıp lüzumsuz bir sidik yarışına sokarlar beni. Durup dururken önerdiğim filmi boklar, izlemediğim bir filmi ortaya çıkarıp çocuk gibi sevinir bu dangalaklar. Avuçlarımın arasına bu dingillerin suratını yerleştirip, hafif ama seri darbelerle tokatlamak suretiyle şefkatli bir tonda seslenirim: be abim be kardeşim, ah canım benim, gözlerimin içine bak ve bana derinlerde ne gördüğünü söyle, sence çok mu sikimde? Günlerden bir bayram günü, bir akraba ziyareti, hiçliğin ortasından, sessizliği yırtarcasına cevabını kimsenin iplemeyeceği bir soru yükselir: noldu naptın şu film işlerini? Ah amca teyze başı sonu olan bi proje mi bu sanki napçam, seyretmeye devam ...

Seni Kafaya Taktım Salak Akrep

Resim
     Bir türlü geçmiyor zaman. Geçmeyecise geçmezsen geçme. Müzik mırıldanıyorum -Onun arabası var güzel mi güzel... Nınını ooo ooo- Ruhsuzsun akrep. Ne olurdu sen de yelkovan gibi biraz koşsan. Sabah aç karnına -sıfır kahve ve sigarayla- işe geç kalmamak umuduyla, yıldırım hızıyla, ezile ezile, ve neredeyse ulaşmak amacında değilmiş gibi hayattan nefret ede ede, üç beş ulaşımın, insan etinin ve dahi yağının içinde beze beze ofise ulaşıp raporlar hazırlamak nerden benim işim oluyor ve hayatımın bir tam gününü işgal ediyor. Gel gelelim gidilmek zorunluluğu var hıyar gibi gidiyorsun. İşler bir bir dizildi. Bir bir yapıldı. Yapılmayanlar ertelendi. Ertelenenler ötelendi. Sigara saati beklendi. En beklenmedik anda tak tak tak. Muhasebeden bana doğru uzanan topuklu sesi tak tak tak kıt'a dur. İşler birbiri ardına sıralandı. Sırayla tomorrow'a tayin edildi. Yarınki meetingler bizi bekliyorken öbürsü gün ne bok yemiye duruyordu. Geçen haftadan sarkmış işler var. ...

İnce Belli Annabel Lee

Resim
  Bu gece uyumadım ha niye uyumadım? Akşam 5 de yattım akşam 11 de kalktım. Dışarı çıktım. Can dostumla çay, sigara, yaptım. Sonra yine çay, sigara yaptım. Sonra yine çay, sigara yaptım.     Sonra…  İşe gidesim geldi uykumu almıştım enerjim tavandı, Psikolojim barajı geçememişti. Psikolojimi açıköğretime yazdırmak zorunda kaldım. Her 3 ayda bir belli ücret karşılığında öğrenimini görüyordu psikolojim. Halin keyfin nasıl diye sorduğum da 5.5 saniyede, 2.5 yılı süzgecinden geçiriyor ve diyor ki iyiyim galiba iyiyim iyiyim ve ekliyor, değilim. İyi değil misin? Ulan eşşoğlueşşek yorma beni bir öyle bir böyle yapma bana, açıköğretim de sana ne öğretiyorlar git bunları hocana sor bana sorma  Beni boğma beni bana bırak aynı zaman da bırakma hem ben senin 3 ayda bir olan açıköğretim paranı ödemiyor muyum? ben sana bir şeyler öğreteceksem eğer hocan ne güne duruyor ödevini yazıp yolluyor mu? Hiç sorularını hocana sormuyor musun? Belli oldu desene sen hiç mezun olamayacak...

Dünyanın En Tahmin Edilebilir Adamı

Resim
Bu seninle değil benimle ilgili. Sen sadece bir sebepsin benim için. Beni bilirsin: tipi vasat, boyu kısa, kalıbı zargana. Hani şiddetli bir rüzgarda her an uçabilirim. Dışım içime sirayet etmiş, zavallının tekiyim. Sesimi çıkarıp hakkımı savunamam ama alttan almayı iyi beceririm. Ağzım laf yapmaz, zaten anlatacak pek bir şeyim de yoktur. Belki ‘iyi çocuk’ diye bahsederler arkamdan, kimseye ‘hayır’ diyemediğimden muhtemelen. Besbelliyim, merak edilecek bir şey yok hakkımda. Hep buralardayım, beni arayan eliyle koymuş gibi bulur. Elimden çok iş gelmez, ortalamanın bir tık üstünde veya bir tık altındayım. Ben dünyanın en tahmin edilebilir adamıyım. Kendimi aşağılayıp teselli beklediğimi sanma sakın, iyi özelliklerim de yok değil. Ama sen hep yetersizliğimi hatırlattın bana. Bende eksik ne varsa yüzüme vurdun. Oysa benim şikayetim yoktu, halimden memnundum. Rutinimden şaşmaz, evimden çıkmazdım. İnan bana ben böyle yıkık bir adam değildim. Beni sen bu hale getirdin. Seni görmeden hemen önc...

Bir Başına Pişmanlık

Resim
söylendi bana. gereğinden fazla, gereğinden önce. her cümlenin altı doluydu. boşluğuma denk geldi. bilenler anlattı. yaralanmışlar uyardı. deneyimin diliyle, açık açık. herkesin haklılığı en çok kendine dokunuyor. ben ise dokunmadan geçemedim. bazen insan bildiğini yaşamaz, yaşamadan inanmaz. ben onlardan oldum. kulak verdim — ama kalbimi susturamadım. çünkü yanılmak, inanmaktan daha insaniydi o vakit. dokundum; varlığı dokunmamak olan şeylere. ince çizgiler çekildi önüme. “geçme” dediler. ben çizmemi giydim. sonrasını tahmin ediyordum. bile bile yürüdüm — hiçbir pişmanlığın işe yaramadığı yerlere. yanımda taşımam gerekenleri bir kenarda unuttum. yüreğime hafif gelen ne varsa, yük belledim kendime. yalnızca unutmam gerekenleri aldım yanıma. şimdi hepsi elimde. hepsi ağır. neyle savaşmam gerektiğini biliyorum. hangi duvarın bana ait olduğunu da. duvarlar nasıl yıkılır, görmüştüm tarihte. ama savaştığım her neyse, şerit çekmiş içime. ve şerit içindeyse di...

Bi Küçük Memleket Meselesi

Resim
Sabah yedi akşam yedi çalışıyorum. Normal çalışma saatim bu değil ama otelin bazı durumlarından dolayı bir hafta böyle çalışmak zorundayım. Sabah kahvaltılar havada uçuşuyor; good morningler, breakfastlar, tealer,  omletler,  yardırıyoruz. Ee güzel gacılarda yok değil hani. Uyku açan bunlar, bir baktın mı bırak nerde olduğunu, adını bile unutursun öyle afet gacılar. Hızlıca kahvaltıyı bitirdik, hop kazan dairesinin bilmem nesi değişecek. Bu alet sıcak suyu depoluyor, böyle kazan gibi. Uzun geniş bir şey. Kazan işte amınakoyim ya. 200 kilo ağırlığı, susuz hem de. Adam geldi bunun içindeki suyu boşaltacak ama nereye tabi ki de ananın yüzüne değil, YERE. Yere kim çekçek yapacak tabi ki de anan değil, ben yapıcam BEN. Yeryüzündeki hiçbir insanoğlu değil. Ben, YAŞAR USTA. Adama dedim nerelisin, dedi Giresun. Okey dedim sorun değil çekçek  yaparız. Bana sordu nerelisin diye, dedim sana ne be kazancı, sen işine bak suyu boşalt fazla konuşma işini yap adam ol.  Baktım gözler...