Ben Sana Git Demedim Ki
Hani mahalledeki parkta yağmur yağdığı için kaydırağın altına sığındığımız zamanlar vardı ya. Senin, oturduğunuz apartmana bakıp bakıp annem mi çağırıyor acaba diye tedirgin halde beni dinlediğin zamanlar. Beni gerçekten dinliyor muydun? Yoksa yağmuru kim döküyor diye mi soruyordun?
Bir erkeğin kalbi kime aittir?
Bir erkeğin ruhu kime?
Bedenin kime ait?
Ben sana git demedim ki.
Bırak yağmur yağsın. Hani demiş ya şair, “A little rain
doesn’t hurt anyone” biraz yağmur incitmez kimseyi.
Başına düşen damlaların saçlarını acıttığını görüyorum. Her bastığın
çizgide canının yandığı gibi.
Ben sana git demedim ki.
Bırak da geçsin ayakların kapılardan. Kapanan kapı olma. Uyku
için kapanan gözler. Olma. Farkına var. Sen bu dünyanın kalbisin. Durursan biz
de ölürüz.
Ben sana git demedim ki. Hem neden öyle bir şey söyleyeyim?
Sokağa adımını attığı andan itibaren harekete geçen bir
organizmadır insan.
Sokağa adımını at.
İlla gideceksen de, dönmek için git.
Yorumlar
Yorum Gönder