Kafamın İçinde Bir Senaryo Dönüp Duruyor

 

     Birkaç replik var aklımda. Bir adam var repliklerimi çalıyor. Neyse diyorum çok kuytu köşedeydi bu replik. Hem ben unutmuşum lafa girmeyi. Kafamda bir şarkı tutturmuşum gidiyorum. Beni köyümün yağmurlarında yıkasınlar. Bunu vasiyetime yazmak istiyorum. Beni götürün toprağıma demek istiyorum. Hayır bu benim mizansenim değil. Benim doğduğum yerde toprak yok. İstanbul'da betondan çok ne var? Toprak olan yerde doğanların sözü bunlar. Tunç olur kırmızı bir şeyler olur. Coğrafya dersim pek iyi değildi hâlâ bilmem toprak alüvyon mu oluyor yoksa toprağın taşınması mı alüvyon oluyor. Betona doğmuşum. Ne suçum var benim. Biriniz de çıkıp al kardeşim bak bu topraktır. Bak bu toprak bereketlidir. Bu toprağın özelliği şudur dokusu böyledir bak dokun demedi. Tekrar ediyorum bakınız elim ilk beton tutmuş. Anladık beton da beton demeyin sakın ama şunu diyin bir bitmedi betonarme karkas yapı malzemeleri işleri başkanlığı. Onlara bunu demekten çekinmeyin. 

     Repliklerim çalındıkça suspus oluyorum. Yazıyorum da yazıyorum. Bak bugün de konuşmadım hayat tiyatrosunda. Ama yazdım. Ne çaldıysalar ne demem gerekse yazdım. Aklıma yazdım. Kağıt kalem aldım yazdım. Blogda yazarken buldum kendimi. Dergi sayfalarında gördüm yazdığımı. Bunları alamazsınız benden diye haykırcaktım benden önce haykırmış haykırasıca. Şimdi ne diyor bu kara mahzuni demeyin beni köyümün yağmurlarında yıkayın. Köyüme yağmur yağmazmış babam dedi. Benim vasiyet iptal.

Yorumlar

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Bahsetsem Ne Fayda

Karanlığa Kahkaha

Dünyanın En Tahmin Edilebilir Adamı