Bir Çeşit Hastane Polemiği
Dünyanın yaramaz yılı 2020’nin günleri geçip gidiyor. Bizse
gitmekten korktuğumuz yerdeyiz. Buralara gelmemek için aylardır evden çıkmıyor,
arkadaşlarla videolu görüşme yapıyorduk. Şimdi geldiğimiz nokta hastane
kapılarında nöbet tutmak. Kimseyle tokalaşmayıp, dışarıdan aldığın paketli
ürünleri yıkmadan kullanmasan da ayağının altındaki halı kayıveriyor işte.
Telaşla ambulansı aradığında aldığın tepki salgın hastalık yüzünden
gelemiyoruz, siz götürseniz daha iyi olur gibi cümleler oluyor.
Bizim aileyle aynı durumda olan onlarca hastanın yaşadıkları
ise şöyle;
Arabaya zorla binip tedavi olma umuduyla hastane yolunu
tutuyoruz. İlk gittiğimiz hastanede kırığın ciddi olduğunu ve orada tedavi
edemeyeceklerini öğrendikten sonra ikinci hastaneye doğru yola çıkıyoruz.
İkinci hastane sadece salgın hastalık için kullanıldığından üçüncü hastanenin
acil cerrahi yani müşahide kısmana varıyoruz. Gelen doktorlar durumun ameliyatlık
olduğunu ancak bayramdan dolayı uzman doktorların olmadığını ameliyatı bayramdan
sonra yapabileceklerini söylüyorlar. Servise yatırılmasını umut ederken boşta
yatak olmadığı için geceyi sedye üzerinde geçiriyoruz. Ertesi gün servise
alınsanız da sizinle ilgilenen olmuyor. Camdan dışarı baktığınızda salgın
hastalığa kapananları görüyoruz. Sedyeleri şeffaf bir fanus ile kapalı bu
kişiler bir an önce sağlığına kavuşur diye dua etmekten başka bir şey gelmiyor
elimizden. Bir günde onlarca, yüzlerce giriş yapılıyor. İçimizde, acaba ben de
yakalanır mıyım korkusuyla maske – kolonya – eldiven üçlüsüne bağlı hayat
yaşıyoruz.
Hasta yakını olarak tek tek girebilirken odanın içerisinde
de bütün tedbirlere harfiyle uymak zorunda kalıyorsunuz.
Eğer salgın hastalığa kapılmış olsaydık bütün imkânlar sunulacakken şuan kimsenin umurunda değiliz.
Ancak tüm bunların normal koşullar altında olmadığımızdan
yaşandığını biliyor sağlık çalışanlarına büyük bir saygı duyuyoruz. Tek
sitemimiz bu koronaya…

Yorumlar
Yorum Gönder