Aynı

Bu sefer kulaklığını cebinden çıkarmamıştı. Nedense bir istisna yapmaya karar vermişti. Genelde yola çıktığı andan ulaşmayı planladığı yere kadar müzik dinlerdi. Ama bu kez başkaydı, biraz daha farklı hissediyordu. Bir saat erken çıkmıştı yola. Köşeyi dönmeye hazırlanırken ezan okunmaya başladı. Bir anlık kararla köşeyi dönmedi ve camiye doğru yürüdü, adımlarını hızlandırdı. Akşam ezanı çabucak okunurdu, abdest alıp cemaate yetişmesi için çok az bir süresi vardı. Hızlıca abdest aldı ve camiden içeri daldı. Hafiften tebessüm eder gibi oldu. İmam namaza başlamıştı bile. Hemen safa girip tekbir aldı. Farz bitti, sünneti kıldı. Normalde tesbihata kalmazdı ama bu sefer başkaydı. Tesbih çekti ve imamın duasını dinledi. En son eller açıldı, fısıltılar başladı. Dudaklarını oynatmadan etraftakilere göz gezdirdi. Aklına kuracak cümle gelmedi. Oturduğu yerde bekledi, kalkası gelmedi bir türlü. İsteyecek çok şeyi vardı aslında. Ne okulu yolundaydı, ne işi. Bir zamanlar kafasında kurduğu hayalleri, fantezileri vardı. Ama kafasında kurması yetmemişti tabi. Yoksa kim başarılı olmuş ki müzik dinlerken kafasında oynattığı kliplerle? Her gün olmadık yerlerde duyduğu tavsiyeler, telkinler başarı hikâyelerinin kan ve gözyaşıyla yazıldığını söylüyordu. Bu kanıya inanmak kan ve gözyaşı dökmeye heveslenmeye yetmiyordu. Onun canı tatlıydı. Hayaller, kurmacalar, klipler gerçek olamayacak kadar güzeldi ama bütün bu zorluklara değer miydi? Değmeyeceğine karar vereli çok uzun zaman olmuştu ve bakın, şimdi caminin ortasında huzurla oturup etrafını seyredip Allah’tan isteyecek herhangi bir şey bile bulamıyordu. Huzur muydu bu yoksa kayıtsızlık mı? Kendi için birkaç cümle kuramıyorsa bile sevdikleri de mi bulundukları halden onun kadar memnunlardı? Başkası için isteyeceği hiçbir şey kalmadıysa bulunduğu hal ancak sert, taşlaşmış bir huzur olabilirdi. İşte şimdi biraz düşünceli görünmeye başlamıştı. Cemaat neredeyse tamamen dağılmıştı. Telefonunu çıkarıp saatine baktı, biraz daha oturursa geç kalacaktı. Kalktı, ayakkabılarını nereye koyduğunu düşündü bir süre, hatırladı. Dışarı çıktığında hava kararmıştı. Meydana baktı, gideceği yola doğru yürümeye başladı. Gideceği yer çok yakındı ama yine de elini cebine attı, kulaklığını çıkardı ve telefonundan bir müzik açtı.
Yorumlar
Yorum Gönder