Bir Öyle Bir Böyle
Ne orada ne burada. Arada bir yerde. Hem çok uzak hem de pek yakın. Belki uzun zaman önce, belki de yakın gelecekte. Bazen allak bullak, bazen derli toplu. Ne endişe ne stres ne baş ağrısı. Ne gelecek kaygısı ne de nostalji. Çoğunlukla dingin, kendi çapında çoşkun. Ne yetersiz ne de aşırı, tercihen tam kararında. Yerine göre durmak, zamanı gelince davranmak. Ne hayran olmak ne de kıymet bilmemek. Başını arkaya yaslayıp yolları izlemek ama olanı biteni düşünmemek. Ne bir hayal kurgulamak ne de uçuk fantezilere dalmak. Yola çıkıp yürümek. Yürürken sadece yürümek. Hakkını vererek yürümek. Acele etmeden, ağırdan almadan. Bazen duruma göre kulaklık takıp müzik dinlemek. Ama ne olursa olsun hiçbir şey düşünmemek, tek bir sahne bile hayal etmemek. Hep aynı yerlere, hep aynı yollardan gitmek, otomatikleşmek, makineleşmek. Ne merak etmek ne sorgulamak. Yalnızca şöyle bir bakınmak, göz atmak. Ne kabullenmek ne de baş kaldırmak. Uyum sağlamak. Ne hıçkıra hıçkıra ağlamak ne sevinç kahkahaları atmak. Belki doğru yerde, doğru zamanda tebessüm edebilmek. Susup oturmamak ve bağırıp çağırmamak. Ne etrafa güller savurmak ne de yok yere yumruklarını sıkmak. Ne aşık olmak ne öfke duymak. Haddini ve ayarını bilmek. Bardağın ne dolu ne de boş tarafından bakmak, hatta bardaktan tarafa bakmamak. Bir ihtimal yağmur yağıp, sokaklar boşaldığında, gece yarısı bildik sokaklarda dolaşmak, ıslık çalmak, gökyüzüne bakmak. Yaşamak ve yaşadığını hissetmek. Ama mümkünse böyle bir şey, tek bir şey bile düşünmemek.

İşte buuuuu!
YanıtlaSilokumak ve derin hayallere dalmak...
YanıtlaSil