Geleceğe Mektup
Büyümek çok güzel bir hayal benim
için. Büyüyünce istediğim her şeye sahip olabilirim diye düşünürüm hep. Oyuncak
sepetimi yere döküp kurduğum oyunları gerçeğe dönüştürebilirim. Akşam olunca
iki sandalyeyi birleştirir üstüne bir örtü ya da battaniye atar evimizin içinde
kendime ufak bir ev kurarım. Aslında bu küçücük evde her şey gerçek dünyadan
çok daha güzel. Şimdi annem çağırıyor gitmem lazım. Bugün buğday günüymüş. Daha
öncede söylemişti aynısını annem. Bugün banyoya giren çocuklar bir buğday boyu
kadar uzuyormuş. Ben de bu günü fırsat bilip koşa koşa banyoya girdim. Banyodan
çıktıktan sonra sobanın yanına geçip oyunuma devam ettim. Sobanın üstündeki
demlikten buhar çıkıyordu. Mutfaktan bardağa koyulan çay kaşıklarının sesi
geliyordu. Annem fokurdayan demliği alıp çayı bardaklara doldurdu. Her zaman
bardakların yanında bir de su getirirdi annem benim çayıma doldurmak için. Bu
sefer unutmuş galiba. Ben de ilk defa sıcacık çayı içtim. Ama bu çayı içtiğimde
kendimi biraz daha büyüdüğümü hissettirdi. Benim için büyümek bir şeyleri
başarabilmekti.
Günaydın. Dün akşam çayımızı
içtikten sonra oyuna vermişim kendimi. Sobanın dibinde birkaç yer minderi var
orada uyuya kalmışım. Annem beni kucağına alıp yatağıma taşımış. Saat daha çok
erken galiba babam henüz yeni kalkmış, işe gitmek için hazırlanıyordu. Şimdi
evden çıktı ben de koşa koşa onu izlemek için balkona çıktım. Babam yine
bisikletine atlamış işine gidiyordu. Eski bir bisikleti var bazen onunla gider
gelir. Beni de çalışmadığı zamanlar o bisikletle arkasında gezdirirdi. Babam
gittikten sonra karşı balkonumuzdaki amca bana seslendi. Bazen balkondan bana
çikolata ve bisküviler atar bu amca. O yüzden onu çok iyi biri gibi görür çok
severdim. Yine bir bisküvi attı bana. İçeri geçip biraz çizgi film izlemek için
televizyonu açtım. Artık televizyonu kendim açabiliyordum, kumandada iki tane
dörde basınca çizgi film kanalı olduğunu öğrendim. Biraz çizgi film izledikten
sonra alt katımızda oturan arkadaşım çağırdı. Adı Mutluydu. Bu arkadaşımın
burnundan akan sümükler hiç eksik olmaması adıyla birlikte bana daha çok garip
geliyordu. Mutlu ile birlikte evin önünde biraz oynadıktan sonra ön tarafa
polis arabaları geldiğini gördük. Annem korkmuş bir şekilde hemen bizi içeri
aldı. Daha önceden de böyle arada gelirdi polisler. Bu sefer kötü bir şey olmuş
galiba. Yan balkonumuzdaki amcayı arabayla götürdüler. Biraz hayallerim kırıldı
o sırada. Demiştim ya o amca bana çok iyi biri gibi gelir diye. Aslında kötü
birisiymiş kötü bir şey yapmış. Öyle söyledi annem. Demek ki insanlar büyüyünce
kötü şeyler yapıyorlarmış. Bana balkondan bisküvi ve çikolata atarken hiç öyle
birisine benzemiyordu ama. Acaba ben de büyüyünce kötü şeyler mi yaparım?
G

Sadece kötü şeyler değil sorun, büyüyünce ciddi olmak zorundayım zannederdim.. büyü biraz olgun ol lafıni o kadar duydum ki.. burada bir kaç kalıp var bunlardan birini seçmek zorundasin ın kısa bir tanımı gibiydi benim icin büyümek. inatla büyümeyecegim ben derdim ( hala diyorum :):)) büyütüyor hayat büyümek zorunda bırakıyor bir şekilde o kalıplara giriyorsun yine.. hapishanede, kendine hücre seçmek gibi.. sonra bir an gözünü kapatiyorsun ve çıkıyorsun o hapisten, tüm kalıplardan.. kendini görüyorsun, hissediyorsun.. çocuksun yine.. hiç buyumemissin.. neysen o sun. Gülüyorsun, egleniyorsun, oynuyorsun,özgürsün.. o kadar güzel hissediyorsun ki gözünü açmak istemiyorsun.. sonra karar veriyorsun, gözünü actiginda hapishaneye dönüp, kalıplara girip büyüMÜŞ gibi OYNAMAYA devam ediyorsun. Artık daha yaşanılır oluyor dünya.. Yoruldugunda kapat gözünü, çık hapisten, dinlen cocuklugunda.. oyunlar artık gerçek dünyada.. gerçi çok da uyum saglayamiyorum oyun arkadaslarima galiba ben çok mızıkcıyım. bazen küsüyorum, bazen oturup ağlıyorum, bazen oynamıyorum ben moduna giriyorum :) buyumuyorum işte :) buyumicem de işte :) çocukluğumuzdaki gibi unutuveriyorsun bir süre sonra herşeyi, kaldığın yerden devam ediyorsun oynamaya yeniden. Aynı heyecanla, aynı neşeyle, aynı coşkuyla:) ben hala küçücük çocuk.. ben hep küçücük çocuk.. :)
YanıtlaSil