Uyanış




Bir kez kendini bulmuş olan kişinin bu yeryüzünde yitirecek bir şeyi yoktur artık.
 Ve bir kez içindeki insanı anlamış olan bütün insanları anlar.
( Olağanüstü Bir Gece, Stefan Zweig )

Yeni başlayacaklar için tavsiyeler; ben de ne yapmam gerektiğini bilmiyorum. İşte bütün mesele bundan ibaret. Bu başlangıç aşamalarında beni tutan lanet bir his var; ilk hangi dala tutunmalıyım hissi. İçimde, başladığım işi doğru bir şekilde yapamayacağıma dair bitmek bilmeyen bir dürtü dolaşıp durduğunu hissediyorum. Beni bu dürtüye iten mantık, varmak istediğim yerde işlerin nasıl yürüdüğü hakkında bir fikrim olmaması sanırım. Ya da başaramayacağımdan mı korkuyorum? Ben öyle düşünmüyorum açıkçası. Bana öyle geliyor ki işin erbabı bu insanlar benden katbekat üstün oldukları için çekiniyorum biraz. Sırf bu düşüncem yüzünden bir işe başlarken korkuyorum. Kesinlikle başaramamaktan korkmuyorum yoksa. İnsanlar benden çok iyi işler bekler ben ise beklentilerini karşılayamayıp elime yüzüme bulaştırmaktan korkuyorum. Hâlbuki insanlar ne yapmış ki? Ne başarmışlar bu zamana kadar? Benim onlardan neyim eksik? Her yeni başlangıçlarda bu soruları kafamda sayıklar dururum. Bu mükemmeliyetçilik mi yoksa işinin hakkını vermek için kafamda oluşturduğum bir kuruntu mu bilmiyorum. Farkında olduğum bir şey var ki o da her türlü zorluk ve başarısızlıkla karşı karşıya kalabileceğimdir. Aslında varmak istediğim hedefin yolundan daha önce geçmemiş mi bu insanlar? Ben de o hedef yolunda her türlü başarısızlığı, imkânsızlığı karşıma almalıyım sanırım. Neticede bu insanlar benden üstün bir grup insan değil. Yavaş yavaş bunların farkına vardıkça aslında benden bir fazlası olmadıklarını anlıyorum. Bu noktayı da kendimde bir uyanış olarak görüyorum.





Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Bahsetsem Ne Fayda

Karanlığa Kahkaha

Dünyanın En Tahmin Edilebilir Adamı