Geçmişi Görebiliyoruz
Hayat ve dünya. Dünya ve zaman. Zaman durdurulması imkânsız ve sadece ileriye doğru giden bir şey
mi? Geçmişe yolculuk yapamaz mıyız? Ya da geleceğe? Bu sorular sürekli
soruluyor. Üzerine film, dizi çekilip, kitaplar yazılıyor. Bütün bunlar bilimsel
olarak kanıtlanmamış, kanıtlanamamış düşünceler.
Newton’a göre zaman ne tözdür ne de rastlantısaldır; zaman kendi
varoluş tarzına sahiptir. Zaman, 'Tanrı'nın yayılımlı etkisidir'. Tanrının var olması
için zaman da kendi konumunda var olmalıdır. Yaratılması imkânsızdır. Yani
zaman hareket sayısı ya da cisimlerin süresi değil hareketin ve cisimlerin var
olma kanıtıdır ve herkes için eşittir.
Einstein zamanda görelilik kuramını espri ile açıklamıştır. ‘’Bir adam güzel bir kızla oturup bir saat
geçirdiğinde, bu süre kendisine bir dakika gibi gelir. Bir de onu, bir dakika
için sıcak bir fırının üzerine oturtun; bu süre ona bir saatten daha uzun
gelecektir. ‘’
Einstein görelilik kuramı ile Newton’un
zaman kavramını çökertmiştir.
Bütün bunları bir kenara bırakalım.
Saniye dediğimiz kavram nasıl ölçülüyor? 1 saniyeyi sezyum atomunun titreşimine
bakarak ölçebiliyorlar. Sezyum atomu 9 milyar kere titreşim yapar ve bu titreşim
süresi bizim 1 saniyemiz kadardır.
Einstein’a gelelim. Eğer iki cisim
duruyorsa yani birbirlerine göre hareket etmiyorsa ikisi de zaman içinde
hareket eder ve zaman aynı akmaktadır. Eğer herhangi biri hareket etmeye
başlarsa zaman onun için yavaş akmaya başlar. Bunu algılayamama sebebi ışık
hızına göre neredeyse hareket etmiyor oluşumuzdur. Einstein yaptığı bir deneyle bu
kuramını kanıtladı.
Geçmişe gidebilir miyiz? Bunun için
de bir formül geliştirmişti Einstein. Formüle göre eğer ışık hızını geçersek
zaman bizim için durur. Bu durumda geçmişe gidilir mi, 4. bir boyut var mıdır,
bilinmiyor.
Bunların hepsini neden anlattığıma gelecek olursak. Yazma sebebim
geçmişi görebiliyor olmamız. Aynada kendimize baktığımızda aslında saniyenin
milyarda biri kadar geçmişimizi görürüz. Bu zaman beynimiz tarafından
anlaşılamaz. Bu yüzden bir gecikme göremeyiz. Bu gecikme ayna ve benim aramda
saniyenin milyarda biri kadar ve önemsenmeyecek kadarsa bizden çok daha büyük
cisimler için konuşalım.
Ay ile Dünya ya da daha çok açalım
arayı. Güneş ile Dünya arasına bakalım. Gökyüzüne baktığımızda Güneş’i anında görebiliyoruz değil mi? Aslında hayır. O ayna ile aramdaki mesafeyi büyültüp
Güneş ve Dünya arasındaki mesafeye çevirdiğimizde saniyenin milyarda biri kadar
olan gecikme yaklaşık olarak 8 dakika 20 saniye oluyor. Yani biz Güneş’in 8
dakika 20 saniye önceki halini görüyoruz. Geceleri Ay’ın 1.2 saniye önceki
halini görürüz. Hepimiz geçmişi görebiliyoruz. 10 Nisan 2019 günü çekilen kara delik fotoğrafı aslında bundan 53 milyon yıl öncesine ait. Geçmişi görebiliyoruz. Peki ya geçmişe gidebilir, geleceğe dönebilir miyiz?



Müzik seçimi süper.
YanıtlaSilkim seçtiyse artık
SilTabikide ben
Sil